-->

Unutkanlığı önlemek...

 



Son zamanlarda farkındayım yakın gelecekte unutkanlık yaşayacağım yada beynimi tamamen kaybedeceğim...

Biliyorum ki beyin çok zorlanınca kendini kapatmak zorunda kalıyor o yüzden not almalıyım.

Eğer bir sabah uyandığında hiç bir şeyi hatırlamıyorsan, bu notlar gerçek ve doğru kaynaklardır. Çünkü bunları sen yazdın ve eğer tekrar dirildiğinde merhamet edecek olursan senin beynini ben sikeceğim...

* İçinde bulunduğun durumun sebebini unutma ! Seni zor duruma düşüren, aşağılayan, küçümseyen ve hakkına giren kişi.

* Varlık içinde yüzerken, seni sikine takmayan akbabaları pardon ! akrabalarını...

* ve ve ve en önemlisi bazı arkadaşların, dostların var o pezevenkleri hiç unutma ! unutursan gerçekten geçmişini sikerim !  Zaten cümleleriyle tanıtacaklar " Kanka " diye cümleye başlayacaklar ve " olum niye benden istemedin" diye cümleye devam edecek işte ilk onun ecdadını sikeceksin.


Bunları hatırla gerisinin hiç bir önemi yok ! Eğer yıkım gerçekleşir ve tekrar geri dönersen işte o zaman bir daha merhamet etmeyeceksin ! 



İntihar

 


Bazen duyarsınız elbet !

"İntihar haramdır ! İntihar eden Cehenneme gider ! " gibi, gibi sanki Tanrı kendileri gibi. Bilmezler senin neler yaşadığını, nelerle ve kimlerle savaştığınızı sadece konuşurlar ! Çünkü onlar en çok konuşmayı bilir...

Çok sevdiğiniz birisinin ilgisizliğiyle yaşamaya çalışmak, Çok sevdiğin halde sevilememek, Ayna karşısına geçip kendini teselli etmeye çalışmak; Yok be'olum gayet yakışıklısın. Cümlesiyle, Senin sevgin kadar sevgi görememek vesaire vesaire aslında bular çok daha tehlikeli şeyler.

Bazen olur ya önce tane tane, sonra farklı cümleler ve örneklerle, sonra dolambaçlı mübalağ sanatından yararlanarak, en son ise gerizekalıya anlatır gibi küfürlü, sinirli ve kırılgan bir şekilde anlatırsın bir önceki paragrafı ama anlamazlar, anlamak istemezler, istemediler çünkü farkındalar aslında anlarlarsa nasıl canavarlaştıklarının farkına varırlar ve kendilerinden korkarlar o yüzden farkında değil gibi devam ederler hatta sizi suçlarlar sen abartmıyor musun?, Beni çok sıkıyorsun!, Bir önceki ilişkim bu yüzden bitti benim ! Gibi.

Sizin ellerinize urgan, hap, zehir, bıçak ve silah vererek bunlarla nasıl kendinizi öldürebilirsiniz bunları size tek tek anlatırlar ama yaptıklarını anlamazlar, anlamak istemezler, anlamadılar...






Korkusuz Korkak !


Gök gürledi birden...

Bana döndü ve irkilmiş gözleriyle korkmuyor musun diye sordu ?

- "  Gök gürültüsünden daha korkunç sesler duydum " dedim

Nasıl yani ? Ne gibi ? dedi .

- Hafif bir şekilde gülümsedim ve " Aklımdasın diye balık hafızalı insanların ve Ömrümsün diye haykıran Kelebek ömürlü insanların çıkardıkları sesler gibi ... " Dedim .

O , da gülümsedi ve arkasından anladım dedi.

Sanmıyorum ama neyse ...



Sizin Hiç Babanız Öldü mü ?


Babanızın tabutunu taşıdınız mı hiç?

Toprağa götürülüp o çukurun içine konulurken bundan sonra hiç uyanamayacağı bir yere yatırılışını izlediniz mi ?

üstüne kendi ellerinizle toprak attınız mı?

Ben bunlar istemsizce gerçekleşirken 28 yaşındaydım...

Sadece yirmi sekiz...


243.gün

7ay
34hafta
5,832saat
349,920dakika
20,995,200saniye






127. Gün !


Herkese merhaba, Bugün babam vefat edeli bugün 127gün oldu ve bu 127 gün beni 127 yıl yaşlandırdı. Ölüm haberini duyduğum ilk saniyeler gibi hatırlıyorum herşeyi. Yemek yerken aniden dişinizin oyuk kısmına vuran bir diş ağrısı düşünün. Düşündünüz mü ? işte ben o acının amına koyayım keşke o kadar kolay tarif edilebilseydi !

Standart iş dönüşlerimde olduğu gibi tv başında yemek yiyordum birden boynum büküldü içim acıdı sonra çok geçmeden Babamın yere düştüğü haberi geldi hızlıca evden çıktık annemle, babama fırça atacaktım niye dikkat etmiyorsun sen diye ! taa ki sokağın başında kalabalığı ve siren ışıkları yanıp sönen ambulansı görene kadar ...
Soğuk soğuk terler boşaldı
nefesim daraldı
etraf sessizleşti sanki kendi kalp atışlarımı duyuyordum
istemsizce içimden defalarca tekrarladım. " Hayır Allahım ! Bu gün olmaz ! Şimdi değil ! Ama noolur !"
Babam ambulansın içindeydi, annemi de ön koltuğa aldılar beni almadılar öylece bıraktılar
Noolur bende gelim dedim dinlemediler
o gün noluur la başlayan hiç bir cümlemi takmadılar. Ne Allah ne de ambulans şöförü...
Koştum bende hastaneye kadar
Ağlayarak, kusarak,nefessiz kalarak
Doktor Mevtanın eşyalarını teslim edeceğiz dedi bana bakıp
Ama ben daha yeni gelmiştim babam ve mevta kelimesi ne alaka ki diyordum içimden sonra odaya götürdüler beni filmlerdeki gibi babamın üstünü açıp gösterdiler baban mı bu dediler ? Nasıl tanımam ki Babam işte kokusu geliyor burnuma diyemedim onlara ...
Ağlayarak evet der gibi kafa salladım.
Güçlü olmaya çalıştım
Babamın yırtık cüzdanını verdiler ön kısmında benim çocukluk vesikalığım. Elim ayağım boşaldı nefesim kesildi ağlamaktan gözlerim şişti.
Sonra hastanede işlemler yapılana kadar boynu bükük kaldım bir yandan da iş yerine haber veriyordum işe gelemeyeceğim çünkü Babam öldü diye.
Bu nasıl bir his biliyor musunuz ? gizli bir günah işleyip çıplak bir şekilde milleti arayıp itiraf etmek gibi...
Morga götürdük babamı buzluk gibi bir yere koydular 2 sıra toplam 6 gözlü bir buzdolabı gibi bir yerin soldan 2. sırasına koydular bizi eve gönderdiler . Sabaha kadar düşündüm ya Babam düşüp bayıldıysa ve biz soğukta bıraktıysak diye ?
Ertesi gün amcam , ben ve Ahmet gidip Babamı görmeye karar verdik. Gittik gördük Babam gerçekten ölmüştü.. Saç dipleri buz tutmuş kendisine ait kokusu gitmiş kımıldamıyordu. Ağladım ağladık alnını öptüm mermer gibiydi soğuktan. Sonra yıkadılar götürdüler ! Gömdük ! ağlaya ağlaya gömüldü babam !

İlk defa birine özgürce anlatabildim hep gözlerim doldu anlatırken yarım bıraktım şimdi iş yerinde bunları ağlamadan yazmaya çalışmak zor olsada yazdım ulan ! Eğer Babanız hayattaysa gidip sarılıp öpün ! Amına koyduğumun zamanı çok hızlı geçiyor sonra öptüğünüz de ne kokusu kalıyor nede teni !




Özel Çizimler

Fashion

Sport

Hotels